Dönemin eğitim bilimcilerinin öngörüsüyle meydana getirilen bu oluşum bir yandan köy çocuklarına “örgün eğitim” verirken, diğer yandan onların ebeveynlerine “yaygın eğitim” verecektir. Böylesine büyük bir misyona sahip eğitim anlayışının elbette sanattan, özellikle müzikten yararlanmadan tüm bunları başarması düşünülemez. İşte bu düşünceden hareketle Köy Enstitüleri, bir eğitim yuvası olmanın yanında, bir “kültür ve sanat merkezi” olma özelliği ile de öne çıkar. Enstitülerde genelde güzel sanatların, özelde ise müziğin eğitim içindeki konumu kadar, bunların günlük yaşam içindeki yerleri de önemlidir. Köy Enstitülerindeki müzik faaliyetlerini, işte bu iki faz üzerinde ele almak ve değerlendirmek daha doğru olacaktır.
Dönemin politik ve kültürel ortamının ruhuna uygun bir anlayışla memleketin dört bir yanını vatan kabul eden gençlerin, “tek bir ses, tek bir yürek” olacak biçimde eğitilmelerini sağlamaktır. Doğunun kültürünü batıya, batınınkini doğuya, güneyi kuzeye, kuzeyi güneye tanıtarak, öğrencilere birbirlerinin türkülerini söyleterek, oyunlarını oynatarak yapılacak bir eğitim, “tek ses, tek yürek” olmanın en güçlü yoludur. İşte bu sebeple beş yıllık Köy Enstitüsü eğitimi içinde, her öğrenciye en az on iki marş, yirmi bir tatbikat şarkısı, otuz beş halk türküsü ve [yöresel] oyun havası5 öğretilmesi programa alınmıştır. Marş repertuarının içinde; “İstiklal Marşı”, “Cumhuriyet Marşı”, “Akdeniz Marşı”, “Türklük Marşı”, “Gençlik Marşı”, “Köy Enstitüsü Marşı” gibi milli duyguları harekete geçirecek örnekler bulunur. Tatbikat şarkıları arasında; “Bebeğin Dansı”, “Yalancı Çoban”, “Yaşasın Okulumuz”, “Türk Yemişi Yiyelim”, “Anadolu”, “Buğday”, “Bahar” gibi çoğu Avrupa ülkelerinin çocuk şarkıları repertuarından uyarlanan veya bazıları Türk bestecileri tarafından bestelenmiş çocuk ve gençlik şarkıları yer alır. Halk türküsü ve oyun havaları repertuarı ise; “Tandır Gelin”, “Mecnunum Leyla’mı Gördüm”, “Çanakkale İçinde”, “Topal Koşma”, “Tamzara”, “Hayrano”, “Yeni Cami Avlusu”, “Eşimden Ayrıldım”, “Burçak Tarlası”, “Kozanoğlu”, “Giresun Kayıkları”, “Sarı Zeybek”, “Mezar Arasında”, “Tuna Havası”, “Bengi” gibi çeşitli yörelerin değişik karakterdeki ezgilerinden oluşur.
Melih Duygulu’nun sergi kataloğunda yer alan yazısından bir alıntıdır.
Düşünen Tohum, Konuşan Toprak: Cumhuriyet’in Köy Enstitüleri 1940-1954hakkında detaylı bilgi için tıklayın.
Akpınar Köy Enstitüsü’nde açık havada mandolin çalmayı öğrenen öğrenciler. İ.H. Tonguç Belgeliği.