24. Uluslararası Bizans Çalışmaları Kongresi, akademik hayatımda katıldığım ilk Bizans kongresiydi ve yaklaşık 1 hafta boyunca yoğun bir program içinde çok sayıda araştırmacının sunumunu dinleyebilme fırsatını bulabilmek heyecan vericiydi! Bu tip organizasyonların avantajı disipline farklı bakış açılarından yaklaşan çok sayıda bildiriyi kısa süre içerisinde dinleyicilere sunabilmesi ve araştırmacıların birebir iletişime geçmelerini sağlayacak ve belki de iş birliklerine yol açacak ortamı oluşturması. Yine de tüm bu güzel ortamı kongrenin siyasi nedenlerden ötürü İstanbul’da yapılamamış olmasının bende bıraktığı üzüntüyle tecrübe ettim. Bizans çalışmalarının Olimpiyatları sayılabilecek böylesine bilimsel bir organizasyonun son yıllarda Türkiye’de şekillenen siyasal konjonktür nedeniyle İstanbul’dan çıkmak zorunda kalması hem Türkiye’den hem de yabancı araştırmacılarda hayal kırıklığına neden oldu. Venedik’te gerçekleşen kongreye İstanbul’da olsa katılabilecekken, kongrenin taşınmasıyla pek çok, özellikle de genç araştırmacı katılım ücreti, konaklama ve yol masraflarını karşılayamadıkları için kongreden çekilmek zorunda kaldı. Bunun ötesinde, Bizans çalışmalarının Bizans imparatorluğuna başkentlik yapmış şehirde gerçekleşmesi, İstanbul’da yapılması planlanan gezilerle, katılımcılar için sadece bilimsel açıdan değil, Bizans’ın materyal kültürünü de deneyimleme fırsatı verebilecekti. Sonuç olarak, İstanbul’da olması gerekenden daha az Türkiye’den araştırmacı kongrenin bilimsel avantajlarından yararlanabildi. Diğer yandan, Türkiye’de bilimsel tarafsızlıkla yürütülen çalışmalara rağmen Bizans çalışmalarına karşı ideolojik bir önyargının olması gelecek çalışmalarımız için umut kırıcı. Yine de geçmiş yıllara kıyasla bu sene kongrede bildiri veren Türkiye’den araştırmacıların sayısının artmış olması sevindiriciydi.
Ben kongrenin son iki gününe katıldım. Dikkatimi çeken en önemli şey dinlediğim oturumlarda verilen süreyi aşan bildiriler nedeniyle tartışma kısmına neredeyse hiç süre kalmaması oldu. Geri bildirim ve etkileşimin az olmasının organizasyonun verimliliğini azalttığı kanısındayım. Ayrıca poster sunumları için nispeten göz önünde olmayan, kapalı, dar bir koridor ayrılmıştı. Önemli araştırmalar hakkında birebir bilgi edinebildiğimiz poster sunumlarının mekân seçimleri gelecekte yapılacak kongrelerde daha iyi düşünülmeli.
80 sayfalık kongre programı başlı başına güncel araştırma konu başlıkları hakkında bilgi sahibi olmak, kim ne çalışıyor öğrenmek için küçük bir başvuru kaynağı! Bizans çalışmalarının farklı disiplinlerle ve bakış açılarıyla buluştuğu programa baktığımda bu araştırmaların kaçı maddi destek bulabiliyor diye düşündüm. Çalışmalarımız, daimî kadrolu akademisyenlerinkiler hariç, proje başvurularıyla kurumlardan alacağımız finansal kaynaklara bağlı. Disiplinlerarası olmanın ötesinde artık daha fazla “global” ve “dijital” olmaya yönlendirildiğimiz ve proje başvurularımızın “geleneksel” bulunma riskinin arttığı, hatta iş ilanlarında IT becerilerinin akademik niteliklerin önüne geçtiği günümüzde farklı araştırma sorularının tartışıldığı böylesine zengin bir programı görmek mutluluk verici.
Yeşil ve Demokratik bir Kongre
Venedik-Padova’daki kongre hibrit formatta düzenlendi. Çevrimiçi katılım imkânı avantajları ve dezavantajları da beraberinde getirdi. İnternet bağlantısı dalgalanmaları, mikrofonların çalışmaması gibi bildiri sürelerini aksatabilecek teknik sorunlar, çevrimiçi katılımcıların sosyal etkileşimlere katılamaması öne çıkan dezavantajlar. Göz ardı edilemeyecek bu iki önemli götürüye karşın ileriki kongrelerde hibrit formatın devam ettirilmesi ve çevrimiçi katılımın teşvik edilmesi gerektiği kanaatindeyim.
Çevrimiçi katılım her şeyden önce fiziki, ekonomik, sosyal ve coğrafi dezavantajlı katılımcılar (örneğin; bir kuruma bağlı olmayan ve kongre katılımını kendi cebinden karşılayan bağımsız araştırmacılar, aile sorumlulukları nedeniyle bir hafta boyunca başka bir yerde bulunamayacak ebeveynler) için son derece çoğulcu bir çözüm. Yukarıda da bahsettiğim üzere, özellikle ekonomik sebeplerden ötürü bu sene Türkiye’den pek çok araştırmacı bildirilerini geri çekti. Çevrimiçi ve birebir katılımlı bildiriler için kayıt ücretinin aynı miktarda olmasının adil bir yaklaşım olduğunu düşünmüyorum ve ileriki kongrelerde çevrimiçi katılımın teşviki için katılım ücretlerinin düşürülmesinden yanayım.
Bilimsel etkinlikler için özellikle hava yoluyla bolca seyahat ediyoruz ve bu durumun çevreye olan etkileri ile çözüm önerileri özellikle pandemiyle beraber bilimsel çalışmaların da gündeminde. Araştırmalar, daha fazla seyahat eden araştırmacıların daha yüksek gelire sahip olduğunu gösteriyor.[1] Bunun yanı sıra, yine yapılan çalışmalara göre akademisyenlerin konferans ve kongreye katılmalarının çoğunlukla iki nedeni olduğu düşünülüyor: sembolik sermaye, yani kişisel tanınırlık ile prestij ve kısa bir tatil. (Sanırım kongre İstanbul’da olsaydı, 1 hafta içinde katılımcılar haklı olarak gezmekten bildiri dinlemeye fırsat bile bulamayabilirlerdi!).[2]
Bilimsel etkinliklerin çevreye bırakacağı karbon ayak izinin azaltılması ve fırsat eşitliği sağlamak için çalışmalar da hibrit etkinliklerin arttırılması yönünde. İyi bir haber! 2026’da Viyana’da gerçekleşmesi kesinleşen 25. Uluslararası Bizans Çalışmaları kongresi için organizasyon komitesi bu anlayışla “Green event” sertifikasına başvuracak ve hibrit format devam ettirilecek! Hibrit katılımın artmasıyla, organizasyonun daraltılmasının Bizans çalışmalarını kan kaybına uğratacağını düşünmüyorum. Aksine, kongreye ve katılıma ayrılacak destekler bu şekilde daha fazla araştırmaya yönlendirilebilir.
Günümüzde bilimsel gelişmede ivmenin giderek hızlanmasının önemli bir sebebi bilginin herkese ulaşılabilir hale gelmesi. Kuşkusuz Bizans çalışmaları adına Türkiye’de son yıllarda yapılan en önemli katkı Bizantolog adlı sosyal medya platformunun kurulması. Hedef kitlesi şimdilik Türkçe konuşan Bizans araştırmacıları ve öğrencileri olan ve bu yönde içerik ve etkinlik hazırlayan platformun kurucuları Kongre’de uluslararası camiaya kendilerini tanıtma fırsatı buldular. Platform özellikle düzenlediği kurs, söyleşi ve workshopları video paylaşım kanalı üzerinden herkese açık hale getirmesiyle öne çıkıyor! Bundan sonraki kongrede sunulan bildirilerin de benzer şekilde erişime açılmasının umuyorum. Şu ana kadar sadece Venedik Ca’ Foscari Üniversitesi kongrenin açılış konuşmalarının videosunu Youtube üzerinden kendi kanalında paylaştı.[3] 2013 yılında King’s College Üniversitesi’nde gerçekleşen konferansta Türkiye’de son yıllarda Bizans çalışmalarına ilginin arttığı gerçeği vurgulanmıştı.[4] Yaklaşık 10 yıl sonra bugün 24. Uluslarası Bizans Çalışmaları Kongresi İstanbul’da gerçekleşemedi, fakat gerçek şu ki, kongre bize gösterdi ki, Türkiye’de Bizans çalışmaları artan bir hız ve üretkenlikle devam ediyor!
Canan Arıkan-Caba, Viyana Üniversitesi, Bizans ve Modern Yunan Çalışmaları Bölümü, Doktora Adayı
[1] Wynes et al., “Academic Air Travel Has a Limited Influence on Professional Success,” Journal of Cleaner Production 226 (2019): 959-967.
[2] K.G. Høyer ve Petter Næss, “Conference Tourism: A Problem for the Environment, as well as for Research?,” Journal of Sustainable Tourism 9 (6) (2001): 451-460.
[3] https://www.youtube.com/watch?v=2se-A8vpLgw&t=13024s.
[4] Nevra Necipoğlu, Buket Kitapçı Bayrı, Yaman Dalanay, Günder Varınlıoğlu ve Koray Durak’ın sunumlarıyla gercekleşen Bizans: New perspectives from Turkey in Byzantine Studies 2013 güz döneminde King’s College London’da bir konferans serisi olarak düzenlendi.