Henri Prost, Paris metropolünün planlanmasında “baş şehirci” sıfatıyla çalıştığı sırada, İstanbul Belediyesi tarafından önce 1933 yılında İstanbul için açılan sınırlı yarışmaya, ardından 1935 yılında doğrudan kentin planlamasını yürütmek üzere davet edilir. Fransız şehirci, 1950 yılı sonuna kadar bu görevde kalacaktır. Prost’un çalışmaları, İstanbul çevresindeki tarihi ve doğal sitlerin korunmasına yönelik şehircilik politikaları ve modern bir metropol için gereken teknolojik altyapının bir arada geliştirildiği planlama yaklaşımıyla dikkat çeker.
20. yüzyılın ilk yarısında gelişen şehircilik yaklaşımlarında yeşil alanlar, “sağlıklı kentler” yaratmanın olmazsa olmaz koşulu olarak görülmüştür. Henri Prost’un raporlarında sıklıkla kullandığı serbest sahalar (les espaces libres) kavramı, parklar, gezi parkları, gezinti yolları, manzara terasları, meydanlar, bulvarlar yanısıra, spor alanları dahil tüm kamusal açık alanları içerir. Avrupa Ciheti Nazım Planı’nda, biri tarihi yarımadada -Bayrampaşa Deresi çevresi-, diğeri ise kuzeydeki yeni gelişme alanlarının merkezinde -Taksim İnönü Gezisi ve onunla bağlantılı 2 No.lu Park (Maçka Parkı – Lütfi Kırdar Spor ve Sergi Sarayı – Açıkhava Tiyatrosu)- iki büyük park, çevrelerindeki kentsel çevreyi dönüştürmek üzere planlanmış alanlar olarak dikkat çeker.
Taksim-Maçka arasında bulunan Ermeni Mezarlığı ve eski askeri araziler ilk aşamada bir yeni yerleşim alanı olarak planlanacaktır. Prost, 2 No.lu Park alanını bu yeni yerleşimle ilişkili olarak tasarlar. Yerleşime açılacak ikinci bir alan Maçka ve Beşiktaş arasındaki vadi, üçüncüsü ise Kurtuluş’un sırtlarından Kasımpaşa’ya doğru inen alandır. Yeni yapılacak olan bir viyadük bu yeni yerleşim alanını doğrudan Taksim’e bağlayacaktır.
Henri Prost, Taksim Kışlası’nın yıkılmasıyla ortaya çıkan büyük alanda, Taksim Meydanı’na açılan bir teras ve bunun devamında bir gezi parkı (esplanad) düzenlemiştir. İnönü Gezisi’nin Taksim Meydanı’ndan girişinde basamaklar ve bu basamaklarla yükseltilmiş olan geniş teras, hem meydanda yapılacak olan törenleri izlemeye yönelik olarak hem de parka anıtsal bir giriş oluşturacak biçimde tasarlanmıştır. Park, esplanad biçiminde geometrik olarak düzenlenmiş gezi alanıyla devam etmekte ve sonunda Taksim Bahçesi ile son bulmaktadır. Taksim Bahçesi, gezi alanının geometrik düzeniyle karşıtlık oluşturacak biçimde, kıvrımlı yollarla, serbest düzende tasarlanmıştır. Rüknettin Güney tarafından Modern tarzda tasarlanan Taksim Gazinosu, bu parkın kuzeydoğu köşesinde konumlanmıştır. 1949 yılında inşa edilen bir yaya köprüsüyle Taksim Bahçesi 2 No.lu Park ile bağlanır. Böylece, planlanmış olan yeni konut yerleşimlerinin ortasında, araç trafiğiyle kesilmeyen bir gezinti parkı yaratılmıştır.
Taksim Gezisi’nin anıtsal girişi belediye otobüslerinin terminal noktasına dönüşmüş olsa da, bu parkta Prost’un özgün tasarımından hala bir şeyler bulabilmek mümkün. 2 No.lu Park -ya da bugünkü adıyla Konferans Vadisi- kent içerisinde bir yeşil koridor oluşturmanın yanında kentin önemli kültür yapılarını içerisinde barındırmaya devam ediyor. Bugün ne yazıkki yeni yapılan tünel ve otoyolların yanısıra yapılaşma da parkın bütünlüğünü tehdit ediyor.
Görseller: Cité de l’architecture et du patrimoine. Centre d’archives d’architecture du XXe siècle.
*Bu yazı, Prof. Dr. Cânâ Bilsel’in İmparatorluk Başkentinden Cumhuriyet’in Modern Kentine: Henri Prost’un İstanbul Planlaması (1936-1951) sergi kataloğunda yer alan makalelerinden derlenmiştir.