19. Yüzyıl İstanbulu’nun Bahçe Köşkleri Üzerine Bazı Notlar
İdil Sürer
Osmanlı mimarisi, özellikle Lâle Devri (1718-1730) ve sonrasında, “Batılılaşma dönemi” olarak anılan dönemde, farklı bir doğrultuda gelişmeye başlar. Yeni yorumların arandığı, hızla değişen kültürel ve toplumsal yapının her alanı etkilediği bu dönemde, özellikle 19. yüzyılda üretilen mimari eserler bu değişimi çok çarpıcı bir biçimde yansıtır.
Bahçe köşkleri, genellikle seyir ya da dinlenme amaçlı, farklı ölçeklerde tasarlanmış yapılardır. Bahçenin bir parçası olarak, bahçedeki diğer yapılarla birlikte ya da daha sonra inşa edilmiş olmaları mümkündür. İdil Sürer araştırması kapsamında yer alan yapıları seçerken, bahçe için özel olarak inşa edilmiş, günün sadece belirli bir bölümünün geçirildiği, oturulmayan yapılar olması ve bahçedeki diğer ana yapı gruplarına göre daha küçük ölçeklerde inşa edilmesi koşulunu gözetmiştir.
Sultan III. Selim’in 1789’da tahta geçmesiyle mimaride daha belirgin biçimde görülmeye ve oldukça etkin biçimde uygulanmaya başlayan Batılılaşma hareketi, Sultan II. Abdülhamid’in saltanatının sona erdiği 1909 yılına kadar etkilerini gösterdiğinden, bu tarihler arasında inşa edilmiş yapıları çalışma kapsamına almıştır.
İdil Sürer 9 Mayıs tarihli konuşmasında, Osmanlı bahçe mimarisinin en önemli öğelerinden olan bahçe köşklerinin, 19. yüzyıl boyunca İstanbul’da inşa edilmiş bazı örnekleri üzerinden bir değerlendirme yaparak, bu yapılar aracılığıyla dönemin mimari okumasına katkıda bulunmayı amaçladı.
Konuşmayı kaçıranlar buradan izleyebilirler: