Karpiç
Cumhuriyet’in Lokantası
Kadın erkek, genç ihtiyar, yerli yabancı, hep birlikte Karpiç’te sofraya oturdu. Çağdaş değerler etrafında sosyalleşmek bu sofranın temel kuralıydı. Karpiç, aynı zamanda bir adabı muaşeret okuluydu. Yeni Hayat’ın gündelik ilişkilerini düzenleyen pek çok kural burada öğrenildi. Hem Ankara’nın şehir efsanesi oldu, hem de Türkiye’nin çağdaş ruhu.
Ankara Şehir Lokantası, Cumhuriyet ile birlikte yeni hayata açılan yolun üzerine döşenen temel taşlardan biri. Kurucusu, çalkantılı yılların ardından 1917’de gelip çatan Ekim Devrimi’nin Türkiye’ye taşıdığı göç insanları arasından çıktı: Georges Karpitch. Ama biz onu, kısaca “Baba Karpiç” olarak bildik, benimsedik, toplumsal belleğimize yerleştirdik.
Baba Karpiç, aşçı dükkânı dönemini kapatıp restorana uzanan çizgiyi belirledi, kuralları koydu ve tamamladı. Mekânı servis terbiyesi görülen ilk yerdi. Hizmet kusursuzdu. Yemek yemenin aynı zamanda bir zevk işi olduğunu öğretti. Harika mutfağından lezzet dolu tabaklar masalara getirilir, müzik eşliğinde tadılırdı. O ve mekânı genç başkentin önemli bir parçası oldular. Baba, sevimli, muzip, cömert, nazik, gözü tok, efendi adamdı. Hayatı boyunca, gelenleri müşteri olarak değil, birer misafir olarak gördü. Geniş salonundaki her masaya uğrar, misafirleriyle tek tek ilgilenir, araya çarpıcı bir nükte karıştırarak sohbet ederdi. Kırıcı olmayan, hayatları zenginleştiren çok hatıra bırakmıştır.
Bazı insanlar vardır, bu dünyadan ayrıldıklarında yaşadıkları zamanın ve kentin bir parçasını da kendileriyle beraber alıp götürürler. Onların sahneden çekilmesiyle kentte bir şeylerin eksildiği hissedilir. O eksiklik hiçbir zaman giderilemez de. İşte, “Baba Karpiç” o nadir insanlarından, “Şehir Lokantası” da o nadir köşelerindendir Ankara’nın.
Cumhuriyet: Yeni İnsan Yeni Hayat sergisi 17 Mayıs’a kadar ücretsiz olarak gezilebilir.