İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nde açılan Doğu’nun Merkezine Seyahat 1850-1950: Pierre de Gigord Koleksiyonu’ndan İstanbul’da Gezginlerin 100 Yılı sergisi, Batılıların, çeşitli merak ve ilgi alanları nedeniyle, 18. yüzyılda başlayan ve takip eden yüzyıllarda dönüşerek süregelen Doğu topraklarına yolculuğunun İstanbul odaklı öyküsünü anlatıyor.
Seyahatin bir mantık programına göre düzenlenmiş klasik kurallarına şiddetle karşı çıkan Gerard de Nerval, kendisini demiryolunun düz mantığına değil, yolcu arabalarının rastlantısallığına bırakmış kaprisli bir seyyah olarak tanımlar. Rastlantı, Nerval’e göre yaratıcılığın ve mucizenin kapılarını açmaktadır. Kuralların kör edici arenasında hayatta kalma mücadelesi vermektense, rastlantının beşiğinde bir çocuk kadar saf rüyalar görmek onun öncelikli tercihidir.
Yayıncısı Timothée O’Neddy’e yazdığı bir mektupta, istasyonların toplumsal kesinliğinden, tarifeli vapurların şaşmazlığından şikâyet eder ve Avrupa’nın kurduğu yeni hayat geometrisini eleştirir: “Ne garip bir kent Konstantinopolis! İhtişam ve sefalet, gözyaşları ve sevinç; başka yerlerdekinden çok daha fazla keyfî davranış, ama aynı zamanda da daha fazla özgürlük var burda; dört farklı halk, birbirinden çok da nefret etmeden birlikte yaşıyorlar. Türkler, Ermeniler, Rumlar ve Yahudiler, aynı toprağın evlâtları olan bu insanlar, bizim çeşitli taşra halklarımızın ya da farklı taraftar gruplarının beceremediği gibi değil, çok daha fazla hoşgörü gösteriyorlar.” demektedir.
Seyahatin yaratıcılığından uzaklaşıp tekdüze bir tüketim etkinliğine dönüşmesi ise Sultan Abdülmecid döneminden günümüze uzanan ticari bir serüvendir…
Doğu’nun Merkezine Seyahat 1850-1950: Pierre de Gigord Koleksiyonu’ndan İstanbul’da Gezginlerin 100 Yılı sergisi 17 Ekim’e kadar ücretsiz olarak gezilebilir.